Despertar İzmir: Başlangıç

Yazar: Ceki Hazan
Tarih: 30 Mayıs 2021

İzmirli Yahudi bir genç olarak biraz gurur biraz da hüzünle İzmir Özel Musevi Ana ve İlkokulu’nun son mezunları arasında olduğumu her gittiğim yerde anlatmak ve çocukluğumda özellikle annemin profesyonel iş hayatının yanında İzmir’deki çalışmalarında gönüllü olarak çok yoğun mesai harcamasına şahit olmak dışında toplulukla doğrudan herhangi bir bağım olmamıştı. Tek bildiğim çocukluğumda 2000 civarı olarak telaffuz edilen İzmir Musevi Cemaati nüfusunun 1500, 1200 derken artık 1000 hatta 800-900 civarı bir sayıya kadar indiği bilgisiydi.
2019 yılının ilk aylarında gençlik çalışmalarını organize etmek, okul çağındaki gençleri bir araya getirmek için koordinasyonu sağlayacak bir kolaylaştırıcı arandığı bilgisini almamla İzmir Musevi Cemaati Vakfı ile olan yolculuğum başladı başladı. O zamanki yönetim kurulu başkanı olan Samuel Azar, ya da bizim deyişimizle Sami Abi, halihazırda yapılan çalışmaları aktardığında ilk sorduğum sorulardan biri "Sami Abi, arkadaşımla vakıf adına projeler yazabilir miyiz?” olmuştu. Büyük bir memnuniyetle toplumumuzun gençlerinin kurguladığı proje çalışmalarını desteklemek istediklerini belirterek bizleri vakıf adına kültür mirası projelerini yürüten Nesim Bencoya ile tanıştıracağını söyledi. Ben de ondan aldığım bu olumlu yanıtla başta gençlik çalışmaları olmak üzere birçok alanda sivil toplum projesi yazan iş arkadaşım Barış Özcan’ı sürece dahil ettim.
Her yıl olduğu gibi o dönemde de birçok hibe programı çağrısı paylaşılıyordu. Sivil toplum alanında kendi projelerini yazanlar için duyurusu yapılan her yeni hibe programı umut ve endişeyi beraberinde getirir. ‘Acaba başvuru hazırlasak mı?’ sorusuyla birlikte içine girilen labirentte eğer kararlı bir şekilde yola devam edilecekse saatler, günler ve hatta haftalar süren bir başvuru sürecinin ardından olumlu/olumsuz yanıt alması da aylar süren bir maceraya dönüşür.
2019 yılı yaz aylarında açılan Sivil Toplum Destek Programı III. Dönem çağrısını Barış ile birlikte bu gözle inceledik ve çağrı öncesinde fikir ve öneri listesi olarak hazırladığımız taslak metinleri bu çağrıya uygun olarak yeniden düzenlemeye başladık. Başvurudaki en önemli şartlardan biri de projeyi uygulamak için bir başka sivil toplum kuruluşu ile ortaklık yapılmasıydı. Nesim Bey’in tavsiyesiyle kültür mirası alanında İzmir’de yürüttüğü başarılı çalışmalarla adından sıkça söz ettiren İzmir Kent Değerlerini Koruma ve Geliştirme Derneği, kısa adıyla “Kentimiz İzmir Derneği“ ile partner olduk.
Vakıf yönetiminden gerekli evrakları alarak başvuruyu zamanında Ankara’daki adrese iletmeyi başardık. 17 Eylül 2019 son başvuru tarihli olan bu çağrı iki aşamalı sürecin ilk aşamasıydı. Başvuru metninde yazdığı üzere olumlu ya da olumsuz yanıtın 6 ay sonra gelmesini beklerken bu sürenin sonunda herhangi bir yanıt alamayınca başvurumuzun olumlu sonuçlanmadığı düşüncesine kapıldık. Aradan birkaç ay daha geçtikten sonra 13 Temmuz 2020 tarihinde gelen mailde ön başvurumuzun olumlu sonuçlandığı ve bir sonraki aşamaya kalan kurumlar arasında olduğumuz bilgisi yer alıyordu.

 
 

Başvurunun ikinci aşaması için son tarih 1 Eylül 2020 idi ve bu kez detaylı bütçe, faaliyet planı, çalışmaların amaçlarının ayrıntılı olarak anlatılmasının istenmesinin yanında vakıftan da birçok ek belge isteniyordu. Avrupa Birliği projelerinde standart olan bu prosedürleri harfi harfine yaparken “acaba bu aşamada elenir miyiz?” sorusu da bir yandan aklımızı kurcalıyordu. Başvurunun ikinci aşaması bir çeşit İngilizce yüksek lisans tezi gibi duruyordu. Proje başvurusu her ne kadar Ankara’ya Hazine ve Maliye Bakanlığı Merkezi Finans ve İhale Birimi’ne sunuluyor olsa da Avrupa Birliği fonuyla gerçekleştirildiği için başvuru metninin ve evraklarının tamamının İngilizce olması gerekliydi. Yoğun bir temmuz ve ağustos döneminin ardından final başvurumuzu Ankara’ya zamanında ilettik ve ardından yeni bir bekleme süreci başladı. Ekim, kasım ve aralık aylarındaki teknik değerlendirme süreçlerinde vakıftan ek evraklar istendi ve başvurusu kabul edilen kurumlara 2020 yılı bitmeden haber verileceği bilgisi iletildi.

Aralık ayı son haftasında müjdeli haber ulaştı. Yaklaşık 1,5 yıl süren proje tasarım, yazım, başvuru ve bekleme serüvenimiz mutlu son ulaşmış, projemiz resmi olarak onaylanmıştı. 1 Nisan 2021 itibariyle bizleri yeni bir macera bekliyordu.

Previous
Previous

Anadolu Din ve İnançları Platformu - ADİP